18 Eylül 2008 Perşembe

Kadınlar - THE WOMEN


Bu blogda film konusunda yazılmış şeylere pek rastlamazsınız normalde. Kitap ve filmleri ayrı tutarım bir çok kez ama bu sefer bir filmden bahsetmek istedim. Gerçi filmden çok ne düşündüğüme odaklanmam olası...

Eva Mendes, Jada Pinkett Smith, Meg Ryan, Annette Bening, Carrie Fisher, Candice Bergen, Debi Mazar, Lynn Whitfield, Bette Midler, Debra Messing, Joanna Gleason, Ana Gasteyer, India Ennenga, Jana Robbins, Tilly Scott Pedersen, Gloria Crist, Andria Blackman, Cloris Leachman, Keegan Connor Tracy, Nicole Robinson, Natasha Alam gibi gibi bir çok isim vardı bu filmde. Ve ismini çok sık duymadıklarıma şans vermem değil Meg Ryan'ı sevimli insan kategorisine koyduğum için gitmeye razı oldum. (benden daha çok seven biriyle tabi:)

Dedim ki filmin adı çok iddalı ' kadınlar' ı anlatmak, bir kaç saate sığdırmak, çok kolay bir iş değil, acaba neresinden başladılar konunun?...dedim. ''erkekler'' olsaydı onun için de aynı şeyi düşünürdüm. Genel isimler bir filmden kuşku duymanızı sağlayabiliyor bu yüzden.

Neyse 'ön yargı' dedim başladım izlemeye.Topuklu ayakkabılar, alışveriş , makyaj, kuaför, manikür, pedikür, dedikodu, çalışma hırsı, zor durumda kaldığında arkadaşına kazık atma, aldatılmak (ve bu durumla başa çıkmak zorunda olmak)...bunların hepsi kadınların tek sorunu. Sadece filmdeki kadınlar olarak algılarsak işin içinden daha kolay sıyrılmak mümkün tabi. Bu kadınlar, o kadınlar, bir grup kadın olsaymış bu filmin ismi takdir ederdim belki. Ama kimse bana fikrimi sormadı tabi: )

Özetle filmde tek güzel olan şey Meg Ryan 'ın sarı bukleli saçlarıydı bir de filmin sonuna doğru biblo kıvamına girmesiydi. Diğer oyuncularında hakkını yememek lazım tabi vardı güzel sahneler ( doğum sahnesindeki sefeberlik anı gibi) Bir de adı geçen esas oğlan hiç kameralara gözükmeden işi götürmüşler takdir ettim.

İşte bakın yorum yaptım. Bu yüzden film ve kitaptan bahsetmek bana zararlı gelebiliyor!



4 yorum:

Selin dedi ki...

filmi izlemeyi düşünmüyorum, ilgi alanıma giren türde bir film değil ama şunu söyleyeceğim..
Meg Ryan gibi dünyanın en sevimli yüzlerinden birine sahip bir insan niye estetikle botoxla kendini boş bakan bir insan haline getirir? Tamam ben de yaşlanmaktan kırış kırış olmaktan korkuyorum ama onun da bir güzelliği var bee. ölü balık gibi bakmak daha mı güzel anlamıyorum ki?!

e.d dedi ki...

1961 doğumlu oluşu belki tetikleyici neden olmuştur : )ama ışıkları kullanarak daha canlı bakma şansını elde ediyorlar malum:)

Selin dedi ki...

bence yazık etmiş o sevimli yüze :(
biz yaşlanınca botox falan yaptırmayalım, sevimli ihtiyarlar olalım, olur muuu :)

e.d dedi ki...

yok tabi ki...botox keser mi sence
: ))aaaa!