26 Mayıs 2008 Pazartesi

Cıstık cıstık müzikler dinleyip (ki çok da bu formatta olmasa da şuan onlardan biri eşlik etmekte bana ) tempolu yürüyüşler yapasım var: )daha ileri gidip koşmak da isteyebilirim ama onun için biraz daha enerjik olmam gerek.Yol kenarındaki benzin istasyonları gibi, kişilere özel demir takviyesi yapan istasyonlar da olursa ileride bunu da başarırım hayırlısıyla...yoksa kansızlık felan bunlar ''balık'' gibi yapıyor adamı gördüğün duyduğun iki saniye kıstasında.

Mevsim normallerinin getirdiği bir özellik midir artık karton üstündeki taşların bir bir güzel bir kare oluşturmasından mıdır bilemiyorum artık alameti farika nedir ?hem bilmesem de olur şart mı canım mutluluğun kaynağını kurcalamak: )

Satır aralarına, kişisel diyaloglara gülen yüz sıkıştırmaktan daha abartılı bir yanı mı var sanki :)

Benzin istasyonlarına rakip enerji istasyonları isteğim hala sabit üstelik...(: Araçlara ihtiyaç duymayacak insan toplulukları istiyoruz !!!



24 Mayıs 2008 Cumartesi

Güne berbat uyanmak gibi bir kavram vardır, meğer insan yaşamadan sadece elindekilerle, güzelim günlerine ''berbat'' yakıştırması yapabiliyormuş. En son ne zaman rüyadan ağlayarak uyanmıştım durdum düşündüm ve aynı nedenle ilkokul yıllarımda bir sabah hıçkıra hıçkıra ağlayarak uyandığmı hatırladım.Aynı nedenle, ama bu kez uykumdan uyandığıma pişman olmam tek farkı.ıslak göz kapaklarını inatla tekrar kapatıp aynı anı yakalamaya çalışmak ve sonra...

''Uyanmam gerek'' deyip yeni bir güne zoraki başlamak...ama bir o kadar da hala orada takılı kalmak.Nasıl birşey bu bilmek zor? o kadar yüce ki işte...

çok özlüyorum... ama karton hayat şartları bu kez kurşun askerlerin ötesinde bir yerlerle bağlantıda olduğu için ses çıkarmam imkansız.oyuncaklar eski püskü de olsa evin bir yerlerinde saklanabiliyor.Bir de porselen bebekler var, kırıldığında yapıştırmaya bile gücünüz yetmiyor.Çıkıveriyorlar hayatınızdan...

Ben dün gece o porselen bebeklerden en çok özlediğime sarıldım sımsıkı...Ama günaydı ve bitti rüya...

17 Mayıs 2008 Cumartesi


Farzet ki uzakta bir şehir yine, hani şu ''karmakarışık çekicilik''ten bir hayli uzakta.İşte bu yüzden yine sana oldukça solgun gelen bir silüetle karşı karşıyasın.Saklı bir hastalık sanki tüm binalara bir kez vurup geçmiş.Kimi ağır hasarlı, kimi sadece yabancı gücün dokunup bıraktığı izleri belli ediyor.En sevmediği maviden pencere pervazlarının çerçevelediği resme bakıyor bir kız.Kalabalık şehirden kaçmak için an kolluyor fakat ne zaman biraz uzağına düşse ona tekrar kavuşma anını iple çektiğinin farkına varıyor.Üstelik bazen bir günü bile tamamlamasa da ondan uzakta, dakikaların yanına sıfırlar ekleyip oldukça uzun zamanlar yaratabiliyor orada tükettiği anlara dair.

Çirkin maviden bir de kalem elinde, ama şükür ki iyi ruhlu bir arkadaş tarafından hediye edilmiş canını sıkmak yerine destek veriyor o an ona...gülümsüyor!

Belli tesadüfler silsilesinde ilerleyen karton hayattan seçmece anlar sürekli bıyık altından bir gülümseme getirip bırakıyor yüzüne.kaderi bir noktaya bağlayınca her yol ona mı çıkıyor yoksa insan isteyince tüm yolları oraya bağlayacak bir neden mi yaratıyor.Ya da diğer insanlar sizin geçirdiğiniz anlarınızdan habersiz ne kadar çalışır sizin için bu güzelliği yarartmak için...tesadüfler silsilesi ve bir gülümseme daha:)

Sıradan bir kareye aklının ucundan geçeni destekleyecek fon müziğini kim seçer...ve o kare birden sıradan olmaktan çıkacak başka bir ana bağlanacak...

keyifli, bir o kadar yorucu olsa da.
Sus, kimse duymasın! o mavinin rengi kesmez yoksa kem gözlerin nazarını...


8 Mayıs 2008 Perşembe

sallan salıncak bir öne bir arkaya...
yukarı çıkarıp bulutlara yaklaştır önce sonra da yere doğru bırak bedenimi.

Yerden kesilmesi muhtemel ayaklar çok geçmeden tekrar koyverirler kendilerini.Şimdi dik durmak zamanıdır yine.Bu sefer baya bir fark var öncesinden.Bir hayli umursamaz, ama yılgın değil çok şükür ki...Çok fazla yeni şey bir anda yüklenince eskileri yitirmemek için bir telaşa kapılmak gibi bir şey olsa gerek bu...yeniler geliyor ey içimdeki yığın, size zarar vermezler; aksine eksik, yorgun yamalı olanlarınız için bir çare olurlar eminim ki.Daha doğrusu dilerim ki.halatlar kalın sarsılmanız çok mümkün değil.Elinde keskin aletlerle bekleyen üstelik yaşını başını bir hayli almış insanlar fikirilerinden ibaret biliyorsun ki.fikirlerini hayata geçirmiş üstelik bunu kimseye zarar vermeden yapabilmiş kıdemli insanlardan değil emin ol onlar...sıfatıyla diğerlerinin üzerine merdiven inşa etmek tek dertleri.hayatı hep kadere bağlayan kısım...