
Günlerden bir gün, ki o gün tam da bugün...Yağmur sesiyle, görüntüsüyle kendime gülümsetici nedenler bularak günümün daha keyifli geçmesini sağladım. Şanslıyım :)
Yolda yürürken elinde şemsiyesiyle yanımdan geçenlerle yarış bile yaptım ama ekoseli şemsiyenin beni sollamasına engel olamadım. Sonra ben de puantiyeli olanı solladım ve önümde uzayan yolun tadını çıkardım rahat bir şekilde...biryandan da içimden,fısır fısır durmumuza uygun anonslar yaptım:
-evet şimdi pembeli şemsiye parkurda birinci sıradaki yerini alıyor, onu hızla takip eden bir yeşil şemsiye görüyoruz , rakip kendinden gayet emin o yol benim olacak diyerek geliyor...
Sonra o meşhur ağaçların olduğu sevgili evimin sokağında bir an yavaşlayıp soluklandım. Bu kez ağır adımlarla önümde uzanan ağaçlı yolun tüm kıvrımlarını ezberledim.
Gözüme takılan evlerin ışıklarının hangi yüzleri aydınlattığını düşünüp bir kez daha gülümsedim.
Eyvahlar olsun, yoksa bugün farketmeden minik bir pozitif baloncuk mu yuttum dedim :)
Kurabiye dükkanlarımı Fransa' da bile açtım. Bir değil bin şube oldu bir anda.
Sonra içeriden dışarıya huzur gönderen terzi teyzelerin evindeki telaşa, elindeki zümrüt yeşili kumaşa takıldı gözüm. ''Terzi mi olsam yoksa ben?'' bile dedim.
Kurabiye ile kumaşın birarada olduğu bir dükkan canlandı kafamda. Hatta haddimi aşıp kapıya mimarlık bürosu yazısı bile astım. Bu 3 ayrı güzel iş birarada pek hoş durmadığnı farkedip, sonra dedim'' ben örümcek miyim? ''
Yağmur damlasını farketmedin tabi sen bugün, omuzuna düştü hani sen yolda yürürken. Şanslı insanlar için sınırlı sayıda olanlardan biriydi o aslında. Ben öyle hissettim...
(:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder