15 Haziran 2008 Pazar

Kiralık ev / hayat / kişi vs


Karton hayat üzerindeki rengarenk evlerden kiralık olanlarına bakar oldu tüm gözler...Tırırırım tırırrım adrenalin yüklü müzikler eşlik etmekte kiralık evlere bakan bir kaç çift gözün hayatına. Kablolu bağlantılar bile devreye girdi gerçekçi amaçlara ulaşmak için. Her yol denenmekte. Küçük sevimli şöyle iki oda çapında gelişmeler beklemekteyiz... gelişmemekte inat ediyorlar onlar da, bir hayli inatçılar yani.

Başka değil aynı yakanın diğer yamacında ise...

Okuldan bir hayli yılgın olan bir bünye mevcut. Öncelikle püsküllü belayı (kep) başından nicedir atmakta olan kişilerin mutluluğuna ortak olmanın hal-i ruhiyeti yüklü üzerinde. ''Ben de o belayı başımdan atmak istiyordum'' diyor varlığı.var vakit az biraz daha diye cevaplıyor içindeki bilmiş ses. İçinde değil sanırım cebinde olmalı hatta. Yoksa susmak bilmezdi hep içinde taşısaydı. Kıyafetinde yer buldukça imkanları değerlendiren bir ses bu. Sol cebinin üzerinde olmaya hiç cesareti yok.

Seneye bu zamanlarda diye başlayan kalıp cümlelerin devamında aile üyeleri başta olmak üzere geleceğe ait bir düşünce balonuna doluşturuverilirler. Çeşitli karelerle ''seneye bugünlere ait olabilecekler'' özetlenir bir anda. Sonra zaman iğnesi patlatıverir balonu. O ne demekmiş öyle diye... Bekle bakalım diye bir kum saati düşüverir önüne. Kum saatine bir tekme atasın gelri gelmez değil elbet :) ama engel olursun kendine...Futbol sahasında mezuniyet olmamalı kontenjan hiç inandırıcı olmuyor diye bağırası geliyor insanın. Arada kaynasam isteği doğuyor öğrenci kişinin.

Seneye bu zamanlarda...

Ve ''GOOOOOLLLL'' sesiyle irkilir bünye. Bu sene bu zamanlarla uğraşmak daha keyifli. seneyi o sene düşünür zaten. Bize mi sordu gelirken...(?)


Hiç yorum yok: