17 Mayıs 2008 Cumartesi


Farzet ki uzakta bir şehir yine, hani şu ''karmakarışık çekicilik''ten bir hayli uzakta.İşte bu yüzden yine sana oldukça solgun gelen bir silüetle karşı karşıyasın.Saklı bir hastalık sanki tüm binalara bir kez vurup geçmiş.Kimi ağır hasarlı, kimi sadece yabancı gücün dokunup bıraktığı izleri belli ediyor.En sevmediği maviden pencere pervazlarının çerçevelediği resme bakıyor bir kız.Kalabalık şehirden kaçmak için an kolluyor fakat ne zaman biraz uzağına düşse ona tekrar kavuşma anını iple çektiğinin farkına varıyor.Üstelik bazen bir günü bile tamamlamasa da ondan uzakta, dakikaların yanına sıfırlar ekleyip oldukça uzun zamanlar yaratabiliyor orada tükettiği anlara dair.

Çirkin maviden bir de kalem elinde, ama şükür ki iyi ruhlu bir arkadaş tarafından hediye edilmiş canını sıkmak yerine destek veriyor o an ona...gülümsüyor!

Belli tesadüfler silsilesinde ilerleyen karton hayattan seçmece anlar sürekli bıyık altından bir gülümseme getirip bırakıyor yüzüne.kaderi bir noktaya bağlayınca her yol ona mı çıkıyor yoksa insan isteyince tüm yolları oraya bağlayacak bir neden mi yaratıyor.Ya da diğer insanlar sizin geçirdiğiniz anlarınızdan habersiz ne kadar çalışır sizin için bu güzelliği yarartmak için...tesadüfler silsilesi ve bir gülümseme daha:)

Sıradan bir kareye aklının ucundan geçeni destekleyecek fon müziğini kim seçer...ve o kare birden sıradan olmaktan çıkacak başka bir ana bağlanacak...

keyifli, bir o kadar yorucu olsa da.
Sus, kimse duymasın! o mavinin rengi kesmez yoksa kem gözlerin nazarını...


Hiç yorum yok: