24 Mayıs 2008 Cumartesi

Güne berbat uyanmak gibi bir kavram vardır, meğer insan yaşamadan sadece elindekilerle, güzelim günlerine ''berbat'' yakıştırması yapabiliyormuş. En son ne zaman rüyadan ağlayarak uyanmıştım durdum düşündüm ve aynı nedenle ilkokul yıllarımda bir sabah hıçkıra hıçkıra ağlayarak uyandığmı hatırladım.Aynı nedenle, ama bu kez uykumdan uyandığıma pişman olmam tek farkı.ıslak göz kapaklarını inatla tekrar kapatıp aynı anı yakalamaya çalışmak ve sonra...

''Uyanmam gerek'' deyip yeni bir güne zoraki başlamak...ama bir o kadar da hala orada takılı kalmak.Nasıl birşey bu bilmek zor? o kadar yüce ki işte...

çok özlüyorum... ama karton hayat şartları bu kez kurşun askerlerin ötesinde bir yerlerle bağlantıda olduğu için ses çıkarmam imkansız.oyuncaklar eski püskü de olsa evin bir yerlerinde saklanabiliyor.Bir de porselen bebekler var, kırıldığında yapıştırmaya bile gücünüz yetmiyor.Çıkıveriyorlar hayatınızdan...

Ben dün gece o porselen bebeklerden en çok özlediğime sarıldım sımsıkı...Ama günaydı ve bitti rüya...

Hiç yorum yok: