28 Eylül 2009 Pazartesi

PIRILDAK DAMLI KURABİYE EVLER

Bir gün gelir, sürekli söylediğin ve içinden de tekrar ettiğin şeylerin bir anda hayata geçtiğini görmek istersin. Bu aklından geçenler sadece o güzel insanların daha da güzel gözükmesini sağlamak, üstü kapalı kalan ayrıntılara gün ışığını tutmak bir az olsun daha da iyi hissettirmek hevesinden ileri gelir. Onların mutluluğu çoktan senin mutluluğun olmuştur. Tıpkı diğer iyi şeyler gibi...

YENİLİK.

Bunu yapsak, şunu yapsak da yenilensek. Çünkü , yenilik berekettir, canlılık getirir hareket getirir, gülümsetir. Oturduğu koltuğun yerini değiştirmeli insan arada bir. Sırtını güneşe dönmüşse küslüğü aradan kaldırmalı, güneşe bakmalıdır, serinliği içinde hissetmelidir. Işıl ışıl olmalıdır...

Öyle yaptık biz de. Işığı engelleyen toz zerreciklerini üfledik önce. Kıyıda köşede kalan tohumlara yol verdik, şimdi hızla toprağın yüzeye yakın kısmına doğru hareket halindeler. Öyle hissediyoruz, bilmiyoruz. Kavanozlarımızın yerini değiştirdik, renkli şeker hamurlarına '' siz de şöyle bir dönün cama doğru, bakın dışarıdaki enerjiye'' dedik. Enerjiye baktıkça o da kendini esirgemedi bizden daha ilk günden giriverdi kapıdan içeri. Öyle oldu böyle oldu derken...içeri birileri girdi '' ne güzel bir yer burası'' dedi. Bir küçük çocuk girdi hevesle yaptıklarımıza baktı. Başka biri daha geldi, ''bunlar yeni mi?'' dedi...

YENİ...ESKİ AMA, İNANIN YEPYENİ.

Öyle iyi geldi ki. Işık eteğimize paçamıza yapıştı bizi kovalıyor sanki...

Hep böyle sürmeli.

Küçük Kurabiye Dükkanı yenilendi :)

Hiç yorum yok: