20 Nisan 2008 Pazar

oyuncak sepetim olmuştur benim de herhalde...(?) çok net hatırlayamasam da ne tip özellikler taşıdığını, var olduğunu bilmek güzel.Bugünlere taşımak yaş haddinden dolayı kısmet olmuyor tabi.Hoş; kısmet olsa da istemez zaten insan, eksikliğini hissedemeyeceği kadar yeni bir yığın oyuncak ve insanoğlu dahil olur çünkü yaşamına.sepet içinde değil yeryüzü ölçekli çalışır üstelik yeni isimler ve silüetler.

Kurşun asker değildir, yeşil saçlı şişman lahana bebek değildir, küçücük trencik, sıkınca ses çıkaran plastik ayıcık vs vs hiç değildir bu sefer sepetin içindekiler.sepet büyük malum oldukça çaplı:)alabildiğine karışık bir görüntü üstelik karşıdan bakıldığında, yorucu.Oyuncakları oynadıktan sonra toplama gibi bir alternatif yok.Her oyuncak kendi yolunu buluyor bir şekilde zaten.ya da annem gelip'' hadi topla oyuncaklarını artık'' demeyecek en çok da bundan eminim...

Lahana bebeğim hala duruyor.yanaklı al al bakıyor silinen beyaz dişleri olsada.babannemin verdiği bayram harçlığıyla almıştım onu hakan oyuncakçılıktan.şimdi o kendi dünyasında diğerleriyle.mevzularıma nesne oluyor şu aralar.oysa eskiden aynı yatağı bile paylaşmıştık biz.sevimli suratlı uyku arkadaşımdı o yaşlarda.bir süre sonra başucumdaki dolabın üstüne konulması isteği doğmuştu.taşınırken kolilere felan..gözünün yaşına bile bakmadım o sıralar.bebek mi ne bebeği yaşlarıydı çünkü artık.Kaldır koliye koy dolapta dibe biryerlere işte...

DİPTEN GELEN SESLER KOROSU...Pişşşttt!



Hiç yorum yok: