24 Temmuz 2009 Cuma

25 i seviyorummmmmmmm!

Yaş olarak daha bu mertebeye erişemedim, ama çok az kaldı gönül rahatlığıyla atıp tutabilirim! 24 iken 25 niye diye sorcak olanlara ''bu rakam benim için sabittir çünkü bu tarihte doğmakla yükümlüyüm'' derim. :) Bugün kanım ısındı yine sana: 2-5-25..toplamın da 7 ediyor zaten, biliyodum. Yaz çocuğu olmaktan dolayı mutluyum ama arada son baharla ilgili genel geçer şeyler de söylemiyor değilim elbet. netice itibariyle insanım...

Zıpladıkça zıplayayım ellerim bu sefer ciddi anlamda bulutlara dokunsun ama uçurtmalar , ''heyyyy siz de biraz geri durun canım !''


Sanırım işte bu sefer vakti geldi. Hayatımda başıma gelen en güzel şeyler yılı 2009 seni seviyorum. Seneyi kapatmadan büyük büyük konuşmak istiyorum. Israrla da seveceğim kimse beni yıldıramaz. Önce tarçın kokusu sonra Fransa haberini hayatıma getirip çöreklendirdiğin için sana çok teşekkür ederim. Aracılar malum onlara saygımız sonsuz işte bu noktada ulvi değerler için saygı sözcükleri, içten gelen seslerle sınırlı kalınca her zaman daha iyi hissettiriyor, orası da bende saklı kalsın.


Sizi seviyorum yeni yaşım -aşım -ağrısız başım ortağı güzel insanlaaaaaaaaarrrrrrr... iyi ki varsınız : )


ve güzel haber; bu sefer sanırım gerçekten gidiyorum !

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Ben bitişe bitiş demem, bitiş çizgisini görmedikten sonra

Sevinmem gereken. hatta sevinç çığlıkları atıp zıplamam gereken bir durumla karşı karşıyayım ama...

Büyük bir problem var ''sevinemiyorum''. Sanırım sevinç zerreciklerimi yoğun sıcağa maruz bırakarak buharlaştırdım. Ya da alışmam gereken bir değişiklik bu içinde bulunduğum, biraz zaman alacak sevinmem...

Normal şartlarda böyle olmaması gerekirdi o yüzden şaşkınım. Hani dilimde tüy bitmişti ; olsun bitsin gitsin diye söylemekten , yazmaktan sıkılmamıştım. ''Okuuuuulll bit git kurtulmak isityorum artık sendeeeen'' ağzıyla üstelik.

Huysuz çocuklar hani heves eder eder annesine babasına yalvarır istediği şeyi aldırmak için, ağlar uzun uzun feryat figan. İstediği önüne konulunca da ''cıkkk'' diyerek ''ıı ıhh'' diyip omuz kısarak uzaklaşır ya o şeyden, ipler kopar...hevesi kaçar hemen, yeni bir şeye bakmaya başlar henüz ıslak gözler. Yaşadığım şey buna benzeseydi sanırım şuan bi vitrin camına bakıyor olurdum heyecanlı gözlerle o ''yeni'' her neyse. Ama o değil yaptığım alınan oyuncağa bir bakıp kenardan onu uzun uzun seyretmek ama ağlama isteğiyle biraz da. Biraz kızgın çünkü çok uzun süre yalvardın sana alsınlar diye onu. Senden esirgemesinler hakketiğine inandığın şeyi bunca zaman sonra. Ama eline alıp bakmak, dokunmak gelmiyor içinden artık hevesin kaçtı senin...

Hevesini içinden aldılar söktüler savurdular gibi ruhunda. Herkes arkasında sakladığı sopayı bir kez vurup o hevese, abasının altında sakladığı sopayı göstermekten bıkmadı. Saatlerini ayarlamışlar, günlerini sözlemişler, durumlarını ezberlemişler gibi ağır aksak cümleleriyle....


BİTTİ...BİTTİİİ...BİTTİİ..EDAAA BİTTİİ...BAKALIM NE ZAMAN İNECEK İÇİNE SERİNLİK(?)