14 Ekim 2009 Çarşamba

yaşasın kötülük, savulun!

Üç beş biliyorsun ya bişeyler. Birileri sert çıkışlar yapınca nasıl sağlam durabildiğini biliyorsun. Hayat bu ya, herkesin işi rast gitmez her saniye. Hayat yorar bazen insanı, yormasa bile bir cimdik atıverir, kendine gelirsin. Sonra sen diğeri; kendini şaşırdıkça, belki birazcık etrafındakileri de şaşırtırsın. Halbu ki şaşırdıkça yorulan aklın fikrin, ve ziyadesiyle yüzünü döndüğün insanlar aslında pamuk tarlalarını sana hediye etme niyetinde habire. Habire hediyeler sunma memnun etme telaşında. Mutlu gördüğünde de mutlu hissetmeye devam etmekte sayende. sayenizde...Ki sen de öylesindir bilmez miyiz hiç. kıymetli kişi.

Bu gün senin cam halini bi gören duyan oldu biliyorum...kendini fazla abarttıkça bu hayata direnmeler konusunda, yufka yüreğinden börekler açıp tepsiye savuran çok olur biliyorsun. O yüzden gel sen beni dinle. Fazla şımartma aklındaki fikrindeki süper insanları. Durman gereken yeri iyi bil, adın gibi . Cam felan da değilsin, ya da illaki camsan, çoktan buzlu cam statüsüne terfi oldun. Hadi şimdi kırıl kırılabilirsen, cam tuğla olma da, aman!

Hiç yorum yok: