10 Ocak 2009 Cumartesi

mutluluk sorgusu...

Nasılsın? sorusuna ''iyiyim, mutluyum'' diye cevap verince insanlara, yadırgadığım sorgulamalar duymaya başladım sanırım. Yadırgamaktan öte, insanlar hali ruhiyetimin üstünde durup düşünmeme sebep oluyor sürekli.

Neden mutluyum ben? Çok mu mutluyum az mı? Derecesi olmak zorunda mı? Genel mi geçer mi? Yarın olunca yitip gider mi?

bir yığın soru...

Türk filmi çok izlemedim ben küçükken. Küçükken değil sonrasında da belli sınırlarda kaldı Türk filmi seyircisi olma hali. Şener Şen 'in şen halini hatırlıyorum bir, Adile Naşitin gülme krizlerini ve Münir Özkul 'un turşu dükkanını, Vecihi'yi...Ki sanırım bunların hepsi aynı filmde geçmekte :) Üstelik adı da tesadüfe bakın ki Neşeli Günler. Acaba sadece neşeli günlerimden bir kısmı içinde bulunduğum için mi o anları hatırlıyorum bir filme dair.

Kötü günlerde hatırladığım bir Türk filmi yok sanırım, bu durumda emin olabilirim az sayıda Türk filmi izlediğime. Elbet bir yığın daha izledim ama hiç birine dair birşey hatırlamıyorum ki şu an.

Ama bu filmlerin bir kısmının bana kazandırdığı ince bir ayrıntı gelip çöreklenmiş hayatıma. İstesem de istemesem de bünyem üretiyor bu düşünceyi. Hep güzel giden şeylerin sonunda bir kötü anı mutlaka kalacak ya, şarttır olmazsa olmazdır. '' İyi enerji yolluyorum ben yok öyle bir şey '' desem de
an geliyor ,aklıma pelesenk olan söz demeti bu oluveriyor .

Neden? Çünkü etrafımdaki bir çok kişi mutlu olma haline ihtimal vermiyor. Hele ki hayat böyle çekilmez bir tablo çiziyorken, sen kendi fırçanla aralara güzel renkler de katamazmışsın gibi, yağmurlu günde sana hiç ''buyrun geçin'' diye yol veren araçla karşılmayacakmışsın gibi, her su birikintisinden bir fiske yiyecekmişsin gibi, top oynayan çocukarın esas oyun aracı hep senin kafana isabet edecekmiş gibi, sıranın sonunda hep sen olacakmışsın , tam sıra sana gelince sana'' bitti'' denmesi de klasikleşmiş gibi...Hep bir kara seneryo ustası çıkıveriyor kapı ardından, cam kenarından, yol dönemecinden.

Oysa var bir azınlık...'' mutlu musun, hey maşallah hep böyle gitsin inşallah'' nakaratları kullanan.

Oysa var bir kararsız kesim; ''mutlu musun, iyi, eee sonra? '' diyen.

bir de var bir kesim '' musun?, mısın?'' lı cümlelere hiç girmeyen...

Kötü seneryo yaratmak imkansız değil biliyorum. İyi ama, olasılık olarak kalsa sadece hayatımızda. Yüzdeleri büyültmek için elimizden geleni yapmasak.

Hem n'olur sanki çamur sıçratan o şöföre '' teşekkürler! bu desen çok şık durdu üzerimde, adresinizi verin karlı günlerde puantiye çalışmalarınızı da üzerimde görmek isterim'' desek de yolumuza devam etsek. ( ütopik atıyorum çünkü mutluyum )

not :Kara seneryoları griye dönenlere koca bir alkış :)







4 yorum:

Güllerevurgunum dedi ki...

tanıdığım (sanalda olsa) hayatından mutlu olan tek insan olarak, özel bir yerin var :)

umarım bu durum bulaşıcıdır ;)

e.d dedi ki...

sağol, umarım :)

Banu Taylan dedi ki...

harika yazmışsın :)mutluluk bulaştıran :)

e.d dedi ki...

ayyy teşekkür ederim :) mutluluk bulaştırandan mutluluk bulaştırmakta usta olana sevgiler o zaman :)